Geriye dönüp baktığımızda öğrencilik yaşantımızın farklı dönemlerinde birçok güçlükle karşılaşmışızdır. Bu güçlüklerle mücadele ederken değişik yöntemler kullanmışızdır. Birçoğunda başarılı olmuşken birçoğunda da başarılı olamamışızdır. Değişik duygularla sarıp sarmalanmışızdır. Ebeveynlerimizin eleştirilerine maruz kalmışızdır. Hani sizlerde bu cümlelere aşina olmuşsunuzdur:
-Bak oğlum! Artık yeter! Bu sana verdiğim ya da vereceğim son şanstır. Ona göre ha!…Yoksa…
-Beceriksiz şey! Şu Filiz Hanım’ın kızı kadar olamadın…diye biten hem moralimizi hem de motivasyonumuzu bozan birçok cümle.
Çevrenizdeki insanlardan böyle sözler duymamak mümkün mü? Her yerde karşılaşabiliyoruz değil mi? Maalesef bu cümlelerin sonu gelmeyecek. Ama bizlere düşen aslında daha soğukkanlı olmak ve sakin bir ruh halini hakim kılmak. Bunu yapacağınıza eminim. Bu yıl üniversite sınavına ilk defa girecek öğrenciler olduğu gibi TYT(Temel Yeterlilik Testi) ve AYT(Alan Yeterlilik Testi) sınavlarında istediği puana ve başarı sırasına ulaşamayan öğrenciler de olmuştur. Her ne durumda olursak olalım yeni bir yolun başlangıcındayız. Özellikle mezun konumda olan öğrenciler geçen yıl ya da yıllarda yaptıkları hataları tekrar etmemeli yeni ve özgün ders çalışma stratejileri geliştirmeleri gerekmektedir. Şu anda sorun kendinize. Evet sorun. Geçen yıl ya da yıllarda neydi hatam ya da hatalarım. Seçenekler belki size tanıdık gelebilir:
A)Belli bir hedefim yoktu
B)Zamanımı denetleyip yönetemedim
C)Sosyal hayatım sınava yönelik çalışmalarımın önüne geçti
D)Çalışmalarımı hep erteledim
E)İyi niyetli uyarıları dikkate almadım
Aslında bu listeyi uzatabiliriz. Çoğu öğrenci bu hataların girdabında kaybolmuştur. Hatalara devam edecek misin? Yoksa arzuladığın hedef için çaba mı göstereceksin? Karar elbette senin. Sınava hazırlık sürecinde öncelikle yaptığımız hatalara dur diyelim ve bu hatalara geçit vermeyelim. Hiçbir derse ama hiçbir derse önyargıyla yaklaşmayalım. Sınavın bir bütün olduğu fikrini kendimize kabul ettirelim. Unutmayalım ki hoşunuza gitmeyen bir dersten yapacağınız bir net bile sizi amaçladığınız yere ulaştırabilir. Dersleri küçümsemeyelim. Ulaşabileceğimiz gerçekçi kısa, orta ve uzun vadeli hedefler tespit edelim. Biriktirilemeyen tek şeyin zaman olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir düşünürün söylediği gibi: “Hepimiz hayatın kısalığından bahsederiz de boş geçen zamanımızı nasıl kullanacağımızı bilmeyiz.” Kendimize uygun mutlaka bir ders çalışma planı hazırlayalım. Sadece size özel bir çalışma planı olmalı ki faydalı olabilsin. Planı bir angarya gibi görmeyelim. Planın aslında size zaman kazandırdığını sonra fark edeceksiniz. Çalışılacak dersler ne kadar fazla olursa olsun bir yerden başlamak gerekir. Sistematik ve planlı çalışmanın bizlere sağladığı faydaları değerlendirmek gerekirse şunları söyleyebiliriz:
-Yapacağınız çalışmalar bir günde bitirilecek kadar az değildir. Planlama, çalışmalarınızın öncelik sırasını belirler ve sizleri içsel çatışmalarınızdan kurtarır.
-Planlı çalışma, sorumluluk duygunuzu pekiştirir. Nereden ve nasıl başlayacağım sorusunun cevabını verir.
-Planlı çalışma, zamanın sizi değil; sizin zamanı kontrol etmenize olanak tanır.
-Planlı çalışma, konuları yetiştirememe gibi bir problem yaşamanızın önüne geçer.
-Planlı çalışma, başarı grafiğinizin artmasını sağlar. Bu artış aynı zamanda motivasyonunuzu da kuvvetlendirecektir.
-Planlı çalışma, konuların belirli zaman aralıklarına yayılarak daha kalıcı ve etkili olarak öğrenilmesine olanak sağlar.
-Planlı çalışma aynı zamanda ailenizin size olan güven duygusunda da artış sağlayacaktır. Söylenecek çok şey var aslında ama;
*Kendinize güvenin
*Hedeflerinize odaklanın
*Zamanınızı yönetin
*Her engeli bir fırsat olarak görün
*Sorunlara değil çözümlere odaklanın Yolunuz açık olsun…