Silifke’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Silifke Kaymakamı Abdullah Aslaner ve Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut’un 28 Ekim’de Atatürk Anıtına çelenk sunumuyla başladı.
İlçe Kaymakamı Abdullah Aslaner’in 29 Ekim saat 09:00’da Kaymakamlık makamında tebrikleri kabul etmesiyle devam eden program kapsamında Atatürk Anıtında tören düzenlendi. Tören alanına gelen İlçe Kaymakamı Abdullah Aslaner ve Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, halkın ve öğrencilerin bayramını kutladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından İlçe Kaymakamı Abdullah Aslaner günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.
Aslaner konuşmasında şu ifadelere yer verdi;“Bugün, 29 Ekim!Bugün, Cumhuriyet Bayramı, Bugün, Cumhuriyetimizin 100. yılı! Bugün, Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Bir yaşındaki gibi genç, bin yaşındaki kadar tecrübeli!Bu büyük gün hepimize kutlu olsun!Cumhuriyet, insanoğlunun bulabildiği en güzel idare biçimidir.Cumhuriyet, halkın kendi seçtikleri tarafından idare edilmesidir.Cumhuriyet, onun kurucusu ulu önder Atatürk’ün deyimiyle “Fazilet”tir”
Vatandaşlara ve öğrencilere seslenen Kaymakam Aslaner, ”Değerli çalışma arkadaşlarım,
Geleceğimizin teminatı sevgili öğrenciler,
Her şeyin en güzeline layık olan kıymetli Silifkeliler!
Bugün, 29 Ekim!
Cumhuriyetimizin 101. yılını sevinçle, coşkuyla kutladığımız gün! Bu büyük gün hepinize kutlu olsun!
Cumhuriyet, insanoğlunun binlerce yıllık arayışı neticesinde bulabildiği en güzel idare biçimidir.
Cumhuriyet, halkın yine kendisi tarafından seçilenler tarafından idare edilmesidir.
Cumhuriyet, onun kurucusu ulu önder Atatürk’ün deyimiyle “Fazilet”tir.
Değerli vatandaşlarım
Cumhuriyeti bizim için değerli ve vazgeçilmez kılan iki unsur vardır. Bunlardan biri Cumhuriyet idaresinin manası ve muhtevası, diğeri de Cumhuriyetin kurulma serüvenidir.
Manası itibarıyla Cumhuriyet, mutlakıyetle başlayıp meşrutiyetle gelişen idare şeklinin en gelişmiş halidir.
İkinci unsuru onun nasıl kurulduğudur. Osmanlı İmparatorluğu; duraklama, gerileme ve ardından girdiği çöküş dönemi sonunda aldığı tüm tedbirlere rağmen Cihan Harbi sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Mütarekesi neticesinde yıkılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu bu süreci yaşarken vatansever Osmanlı münevverleri de bu çöküşü durdurmak için çareler aramışlardır. Bazıları bir büyük ülkenin mandasına girmeyi, bazıları ümmetçiliği, bazıları âdemi merkeziyetçiliği milletin kurtuluşu için çare olarak görmüştür.
Genç Osmanlı zabiti Mustafa Kemal uzak görüşlülüğü sayesinde Türk milleti esasına dayalı üniter ve cumhuriyet idaresi ile yönetilen bir idareyi daha o yıllarda kafasında şekillendirmiştir. Millî Mücadele yıllarında söylediği “Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözü bu yıllardaki düşüncesinin olgunlaşmış ve en güzel ifadesidir.
Ülkenin kurtuluşunda milletinden başka hiçbir güce inanmayan ulu önder Atatürk devletin idaresinde de milletine güvenmiş ve halkın yönetime katılımının en doğrudan ve çok olduğu, çağdaş ülkelerin de benimsediği yönetim biçimi olan Cumhuriyet’i Türk milletine hediye etmiştir.
Kurduğu cumhuriyeti de yine milletine özellikle de “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve yüceltecek sizlersiniz” dediği gençlere emanet etmiştir.
Atatürk de her fani gibi bizleri yasa boğarak aramızdan ayrılmıştır. Bu kaçınılmaz gerçeği O da biliyordu. Bildiği başka bir şey daha vardı: Kurduğu cumhuriyetin sonsuza kadar yaşayacağıydı. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.” vecizesi bunu ne kadar güzel anlatmaktadır.
Bugün, Cumhuriyetimizin 101. yılını kutluyoruz. Yarın 500. ve 1000. yılını kutlayacağız. Atamızın dediği gibi sonsuza kadar yaşatacağız. Ancak hiçbir zaman unutmayalım ki dün olduğu gibi bugün de yarın da cumhuriyeti yıkmak isteyen iç ve dış düşmanlar hep olacaktır. Bu gerçekten hareketle bizim de cumhuriyeti korumak ve yaşatmak görevimiz dün olduğu gibi bugün de yarında devam edecektir. Bu yüzden Cumhuriyet’in yılmaz bekçileri olacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin Cumhuriyet Bayramı kutluyorum. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnet ve şükranla yâd ediyor, hepinizi saygılarımla selamlarım.” dedi.
Kaymakam Aslaner’in konuşmasının ardından öğrencilerin okuduğu şiirler ve halk oyunları gösterileri ile devam eden tören, resmi geçitle sona erdi.