Bugün 2 Ağustos Cuma. Cumanız mübarek, gününüz aydınlık, kazancınız bol ve bereketli olsun. Bu klasik başlangıçla köşe yazımıza başlayalım.
Hayırlısıyla temmuz ayını çarşamba günü itibariyle geride bıraktık. Cuma günü ağustos ayının 2. Gününe girdik. İnşallah ağustos ayı yağışlı ve serin geçer.
Gelelim bugünkü ana konumuz olan Silifke’deki otopark sorununa.
Silifke Gazetesi olarak yıllardan beri bu konuya değiniriz. 45 yıllık gazetecilik hayatımızda birçok belediye başkanıyla beraber çalıştık. Her belediye başkanının seçim vaatlerinden birisi; Silifke’nin otopark sorununu çözmek oldu. Ne hikmetse bugüne kadar bir türlü çözülemedi, çözülmesinin aksine artarak devam etti.
Silifke çok eski bir yerleşim yeridir. Belediyeler; yeni bina, yeni iş yerleri veya siteler yaparken müteahhitten mutlaka ve mutlaka otopark parası adı altında para topluyor. Bu paraların nereye gittiği, hangi bölüme harcandığı ise bilinmiyor. Silifke’nin ana karterleri olan Menderes caddesi, İnönü caddesi, Atatürk caddesi , ırmak kenarları ve otogar civarı gelişi güzel park edilmiş , gelişi güzel bırakılmış araçlarla dolu.
Özel sektörün ve belediyenin bizim karşımızda otoparkı bulunmaktadır. Bu otoparklara para vermemek için özellikle ve özellikle devlet dairesinde , kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar araçlarını sabahın erken saatlerinde bırakarak park edip gidiyorlar. Herhangi bir yangın anında veya sağlık sorunu olan bir kişiye ambulans veya da tıkanıklık durumunda Meskinin araçları girip çıkamıyor. Sahibi bulununcaya kadar iş işten geçmiş oluyor.
Silifkeliler olarak bizler yürümeyi sevmeyen bir ilçeyiz. Evle iş yeri veya çalıştığımız yerle ev arası yürüyerek en fazla 10 dakikada varabiliriz.
Yine birçok esnafımız, özellikle yazın gelen yazlıkçılar alışveriş yaparken aracını park edecek yer bulamayınca o iş yerinden alışverişini yapamadan başka bir iş yerine gitmeye çalışıyor. Bu da kendi ayağımıza sıkılmış kurşun demektir.
Yine birçok yerlerde trafik levhalarına hiç uyum sağlamıyoruz. Nerede bir yakın mesafe varsa oradan girip çıkmaya çalışıyoruz. Trafiği tıkadığımızın farkında bile değiliz. Zaman zaman Mersin’e zaman zaman Adana’ya sık sık gidip geliyorum. Yollarda karşılaştığım ışıklarda birçok kişinin kurallara uyduğu halde birçok gençlerin altında son model arabalarla ışıklarda durmadığını, yollarda sağ sol zik zak çizerek trafiği tehlikeye attığını izlemekte gözlemekteyiz. Her ne kadar trafik polislerinin rastladığında veya ihbar aldığında bu tür araçlara ceza kestiğini bildiğimiz halde huylu huyundan vazgeçmeyerek yoluna devam ettiğini izlemekteyiz.
Silifke son yıllarda İstanbul ve büyükşehirlerde motor kurye – paket servisi gibi motorcu ekiplerinin çoğaldığını gözlemekte ve Silifke’de de bunların kat be kat arttığını görmekteyiz. Bu yemek servisi yapan motorlara da aman dikkat edelim.
Havaların sıcak geçmesi dolayısıyla Silifke’nin birçok semtinde mahallesinde halk dışarıda veya balkonlarda yatmakta, gecenin geç saatlerinde susturucu olmayan egzozu gürültü ve ses yapan müziği sonuna kadar açan araçlarla silkelenmekte ve uyanmaktayız. Bunlara da dikkat çekmemiz gerekmektedir.
Silifke gerçekten tarihi dokusu ve güzellikleriyle konum itibariyle çok güzel bir yerdedir. Bu ilçemizin değerini bilelim.
Trafik polislerine zabıtalara herhangi bir görevlilere yardımcı olalım. Gelişi güzel uygunsuz araç park edenlere dikkatini çekelim veya görevlileri uyarmış olalım.
Silifke’de bazı yolların, bazı trafik ışık ve levhalarının tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Bazı yolların ise tek yön olarak yeniden trafiğe açılarak çağımıza uydurulması istenmektedir. Veya belediyelerin özellikle yeni yerleşim birimleri yaparken , yeşil alanlarına, kaldırımlara, yol genişliğine , altyapıya önem vermesi uymayanlara da inşaat ruhsatı verilmemesi Silifkeliler tarafından gündeme getirilmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle bugünlük bu kadar, pazartesi günü başka bir konu ve konularda buluşmak dileğiyle şen ve esen kalın.