Çarşı pazar izlenimlerim gözlemlerim

Bugün 15 Kasım Cuma. Cumanız mübarek, gününüz aydınlık, kazancınız bol ve bereketli olsun. Hayırlısıyla hafta sonu, meteorolojik verilere göre yağmurlu geçeceğe benziyor. İnşallah yağar, çiftçi ve üretici memnun kalır. Kar ve yağmur yağmazsa başta İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerimiz su kesintilerine gidebilir. Silifke’de de her gün ırmağın azaldığını görmekteyiz. Bunun için suyu iyi kullanalım, boşa bir damla su akıtmayalım.

Yağmurların yağması, aylardır buğday ve arpa ekecek çiftçileri sevindirirken, yine zeytin üreticileri ve limon üreticilerinin yüzünü daha çok güldürdü. Göksu Vadisi ve Mut Yöresi’nde birçok kişi, yağmurların yağmasını ve ardından zeytin hasadına başlamayı bekledi. Bundan sonraki zeytinler daha yağlı ve verimli olur deniyor.

Bir başka konu da limon üreticisinin ürününü satamadığı gibi, zeytin üreticisinin de ürünlerinin çoğunu para etmediği veya işçi yevmiyesini kurtarmadığı için dalında kalacağı beklentisi hüküm sürmektedir. Özellikle yöremizde işçi sıkıntısının had safhaya ulaştığı, Suriyeliler veya yabancılar olmazsa hiçbir işi yaptıramayacaklarını, piyasada “ara eleman” dediğimiz sucu, boyacı, inşaatçı, elektrikçi gibi beyaz eşya malzemeleri tamircilerinin vergi vermeden bir işi üçe-beşe yaptıkları bilinmektedir. Burada en büyük payı, Akkuyu Nükleer Santrali’nde çalışan sayısının kat be kat fazla olması ve arz-talebin buraya yoğunlaşmasından kaynaklanmaktadır.

Silifke’de son yıllarda büyük inşaatlar yapılmakta ve bu inşaatlarda da 52 kalem iş gücü doğmaktadır. Yine bölgemiz mevsim itibarıyla çalışan bayan ve erkek kim olursa olsun her dönemde iş gücü olduğu bilinmektedir. Şubat, Mart, Nisan dönemlerinde seralarda yetişen erikler, çilekler, dutlar toplanmakta, hemen ardından kayısı ve üzüm hasadı yapılmakta; bahçede fidan ekimi, dikimi, diplerin sürülmesi, gübreleme gibi işler devam etmektedir. Yazın da incir, nar, Antep fıstığı gibi ürünler toplanmakta; Eylül, Ekim, Kasım, Aralık gibi dönemlerde de zeytin ve zeytin toplanması, limon kesimi gibi işler yapılmaktadır. Silifke’de çalışan her kesimin mutlaka ona göre bir işi çıkmaktadır.

Çarşı pazarı dolaştığımızda sık sık karşılaştığımız manzaralardan birisi de belediyelerin kaldırım ve yol yaptığı, buna karşılık esnafımızın kaldırımlara, yollara masa sandalye attığı, tezgah kurduğu sıkça rastlanan bir durumdur. Belirli kaldırımlarda da araç ve motorların park edildiği gözlenmektedir ve izlenmektedir. Buna da yetkililer görüp seyredip, kontrol etmeden “nemelazım” demektedir.

Yine Silifke’de özellikle birçok gıda ürününde farklı fiyat uygulamaları izlenmekte, hijyenik kurallara hiç uyulmamaktadır. Bunlar da denetimsizlikten nasibini almaktadır. Silifke’de Pazartesi ve Cuma pazarı kurulurken, Atakent’te ve Taşucu’nda da diğer beldelerde semt pazarları hafta içinde kurulmaktadır. Köy ürünleri satanlar da halden alıp getirmekte, köy ürünü diye daha pahalı fiyattan esnafa satmaktadırlar. Bunlar ne vergisini vermekte, ne de iskaliye parası ödemektedir. Eskiden köylüler, ürünlerini şehirde bulunan bakkallara, manavlara getirip taze taze satarken, tüketici de bu ürünleri ucuz ve kaliteli fiyattan yerken, şimdi bunun tam tersi olmaktadır.

Silifke’de özellikle dükkan sahipleri, fahiş fiyata dükkanları kiraya verirken, şimdi moda olarak da birisi iş yapamadığı halde dükkanı boşaltırken mutlaka ve mutlaka hava parası istemektedir. Bazı yerlerde yine ev kiraları korkunç rakamlara ulaşmakta; buraya yeni atanan memur amir büyük bir sıkıntı çekmektedir. Eskiden Silifke’ye gelmek için can atan çalışan kesim, şimdi bu yöreye, bu pahalılıktan dolayı gelmek istememektedir. Bu durumun bir an önce çözülmesi gerekmektedir.

Silifke’mizde her gün yeni şantiyeler, yeni fabrikalar açılmakta, iş gücü daha da çoğalmaktadır. Örnek vermek gerekirse, burada çalışan kesimler kendi illerinde gözükmekte; Ruslar zaten hiç nüfusumuzda gözükmemektedir. Belediyenin iller bankasından aldığı nüfusa göre pay da yetmemektedir. Uzun bir sahili ve denizi olan Silifke’mize özellikle yazları daha fazla iller bankasından pay verilmesi ve hizmetlerin daha çok ve kolay olması istenmektedir.

Silifke, devlete verdiği vergilerle de Türkiye’de gelir getiren en iyi ilçeler arasına girmektedir. Bir tarafımız Erdemli sınırı, bir tarafımız Karaman sınırı, bir tarafımız Mut-Ereğli sınırı, bir tarafımız Antalya sınırı, bir tarafımız da denizlerle çevrili olan bu güzel ilçemiz her tarafı taşı toprağı altın gibi gözükmektedir. Yer üstü ve yer altı zenginliklerimizle de göze çarpmaktadır.

Bugünlük bu kadar. Pazartesi günü başka bir konu ve konularda buluşmak dileğiyle, şen ve esen kalın.

https://twitter.com/SilifkeGazetesi
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir