(Birinci Bölüm)
Bu yıl Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Silifke’ye gelişlerinin 97. Yılı. Atatürk Cumhuriyeti kurduktan sonra hiç durmadan yurt gezilerine başlamıştır. Bu düşünceden hareketle Silifke’ye de 4 defa gelmiştir. Atatürk’ün Silifke’ye her gelişinin mutlaka bir sebebi vardır. Bu sebepten dolayı da döndükten sonra bu ziyaretlerin neticesini de içine alan bazı kararlar ve yaptırımlar ortaya koymuştur.
Atatürk Silifke’ye ilk defa 27 Ocak 1925 yılında ziyaret etmiştir. İkinci olarak 12 Mayıs 1926’da, üçüncü 11 Şubat 1931’de, dördüncü 20 Şubat 1935’te gelerek bu şehri onurlandırmış ve Türkiye’de Silifke’den başka hiçbir ilçeye buraya gösterdiği ilgiyi göstermemiştir.
Atatürk’ün Silifke’ye birinci gelişinin sebebi Kurtuluş Savaşı’nda Silifke’nin arz ettiği önemi görmektir. İkinci olarak da Silifke’de çıkan Hoca Askeri İsyanının üzerindeki bulutları çözmek ve halletmektir.
Sevr Anlaşmasında Türkiye; İngiliz, Fransız, İtalyanlar tarafından paylaşılırken Silifke paylaşımda problem olmuştur. Fransızlar; Adana, Maraş ve Mersin’i isterken, batı sınırı olarak Silifke’nin Boğsak deresini belirlemişlerdir. Yani Silifke Fransızların payına düşüyor. İtalyanlar ise Antalya’ya asker çıkarıp Akdeniz Bölgesi’ndeki payların doğu sınırını Erdemli-Silifke arasındaki Lamas Deresi olarak tespit etmişler. İki ülke arasında anlaşmazlığa neden olan Silifke’ye ne Fransızlar, ne de İtalyanlar asker çıkarabilmiş değil. Böylece Silifke topraklarına düşman ayağı değmemiş ve onun için de Kurtuluş günü yok. İşte Fransızlarla İtalyanlar arasında anlaşmazlığa düşen Silifke topraklarını görmek için Atatürk, mutlaka Silifke’ye bir gezi yapmak ister.
Bir de Tunceli’den Ramazan hocası olarak Silifke Merkez Camine gelen Hoca Askeri isimli bir kişi yaptığı vaazlarda devamlı Atatürk’ü kötüler. Silifke halkını adeta büyüler. Fakat zamanın müftüsü Mehmet İlter Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olan Hoca Askeri’yi polise tutuklatıp memleketine gitmesi için Mersin’e bıraktırır. Hoca Askeri’nin sürülmesinden dolayı Silifke’de bir provakasyon hareketi gerçekleştiren kişiler, Silifke Valilik binasını basarlar. İşte bu kişiler daha sonra Ankara’da kurulan İstiklal Mahkemelerinde yargılanacaktır. Atatürk düşmanı olan Hoca Askeri ise Cumhuriyet tarihi içinde gelişen Tunceli’de ve Elazığ’da ki Şeyh Said İsyanına katılacak ve daha sonra da Şeyh Said ile birlikte Diyarbakır’da asılacaktır.
Bir gün Mersin seyahatine gelen Atatürk, önden birkaç Silifkeli Mersin’e gidip Silifke’ye davet eder. Atatürk de Mersin’de ‘’ Yarın Silifke’ye gideceğiz.’’ Deyip kararını verir. Mersin-Silifke yolu araba gelecek şekilde derhal acele olarak onarılır ve 27 Ocak 1925 günü zehir zemberek bir Poyraz eserken Atatürk, şimdiki anıtının olduğu yerde Silifkelilerce karşılanır.
Yapılan karşılama töreninde hoş geldin konuşmasını Türk ocağı başkanı Sait Uğur yapmıştır. Taş Köprü valilik binasına kadar halılarla kaplanmıştır. Koçlar kurban edilir ve Atatürk Valilik binasına gelir. Valilik de gerekli bilgileri aldıktan sonra istirahat için şimdiki Atatürk evine geçen Gazi’nin yemek ihtiyacını Valinin, Emniyet Müdürünün eşleri ve onların ayarladığı kişiler yapar. O zaman Silifke’de elektrik yoktur. Atatürk evinin etrafındaki sokaklar fenerlerle aydınlatılır. Burada bir suikaste karşı önlem alan Atatürk akşam yerleştiği güney cephedeki odadan kimseye haber vermeden kuzey cephedeki odaya geçer. Sabaha kadar pencerenin dışındaki tahta kapak rüzgâr estikçe çarpar. Sabahleyin Atatürk’ün bu odada yattığını görenler hayret eder. Kapağın kendini uyutmadığını söylen Atatürk’e, Silifkeliler ,’’ Paşam buna Deli Poyraz derler.’’ Deyince Atatürk ,’’ Ne delisi, tam bir zır deli.’’ Der. Atatürk’ün gece oda değiştirmesi kendine yapılabilecek bir suikaste karşı aldığı bir tedbirdir.
2. gün Cumhuriyet İlkokuluna uğrayan Atatürk burada kendine çiçek veren peçeli bir bayan öğretmenden çiçek alırken ondan peçesini çıkarmasını ister. Bu işi yapan bayan öğretmenin verdiği çiçeği hiç elinden düşürmeyen Atatürk Cumhuriyet okulunun hatıra defterine Silifke için şunu yazar ,’’ Silifkeliler sizi çok seviyorum. Geldiğime çok memnunum. Bu nur ocağının içinde gelecek için nice güneşler doğacaktır.’’ Der.
Buradan Taşucuna geçen Sadık Taşucu’nun evinde birkaç gün misafir olan Atatürk, birinci gelişini şöyle değerlendirmiştir ,’’ Silifke’de geniş bir arazi alınıp, çiftlik yapılacak. ……….’’
İşte Atatürk’ün Silifke’ye gelişinin kutlama düşüncesi 1965 yılında zamanın Kaymakamı Adnan Kızıldağlı , Silifke Gazetesi sahibi Ahmet Nadir Caner , Edebiyat Öğretmeni İzzet Aslan ve zamanın Belediye Başkanı Necmi Ünlü tarafından karar verilip , kutlanılmaya başlar. İşte biz bugün o günün karar verilen kutlamanın törenini yapmaktayız.
Atatürk’ün Silifke’ye gelişinin 99.uncu yılı kutlu olsun.
Devam edecek…