Fenerbahçe hem ligde hem de Avrupa’da beklenen sonucu veremedi, teknik direktör José Mourinho tartışılmaya başlandı
Bugün 13 Aralık Cuma. Cumanız mübarek, gününüz aydınlık, kazancınız bol ve bereketli olsun. Süper Lig takımlarımızdan Fenerbahçe, kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı Athletic Bilbao maçını 2-0 kaybederek bir üst tura çıkmasını zora soktu. Çarşamba günü 18.30’da oynanan maçta herkesin mesai bitimi ve iş saati olmasına rağmen Fenerbahçe seyircisi stadı tıklım tıklım doldurdu. Athletic Bilbao takımı 3 defa geldi, birini kaleci Livakovic kurtarırken, diğer ikisi gol oldu. Fenerbahçe, ilk yarıda sayısız fırsatları gol yapamayarak cömertçe harcadı. İkinci yarıdaki oyuncu değişikliklerinden sonra Fenerbahçe bir varlık gösteremedi. Maç, Athletic Bilbao’nun 2-0 üstün olmasına rağmen Fenerbahçe’nin sahasında geçti. Fenerbahçe Süper Lig’de Beşiktaş derbisinin yenilgisinden kurtulamadığı göze çarparken, Athletic Bilbao’dan da büyük bir yara aldı. İspanyol takımlarının neden bu kadar güçlü olduğu seyreden herkes tarafından görüldü. Dünya sıralamasında ve Avrupa arenasında ilk 5’e girdikleri belli oluyor. Türk takımları ve Türk milli takımı da Avrupa’nın B liginden A ligine çıkmak için uğraş veriyor. Bana kalırsa bütün yabancıları gönderip, kendi çocuklarımızla, kendi oyuncularımızla bu işi başarın, başaramazsanız silin gidin demek gerekiyor. Bu karda kışta stadı dolduran çoluk çocuk seyirciye yazık değil mi?
Fenerbahçe’nin kadrosu, Athletic Bilbao takımından, parasal bakımından transfer ettiği süper oyuncular tarafından ön plana çıkarken, Athletic Bilbao’lu oyuncuların İspanya liginde ilk 4’e girmesi çok önemli başarılara imza atmayan bir kulüp. Fenerbahçe ise transfer ettiği birbirinden değerli oyuncuları sahaya sürüp, olumlu sonuçlar alamazken, başta dünyaca ünlü teknik direktör José Mourinho ve futbolculara gereken en büyük cezanın verilmesi gerekir.
Fenerbahçe bu yıl sezonu açmadan önce büyük bir yatırım yaparak, Roma’da 3 yıl başaramayan ve Roma’dan kovulan José Mourinho’yu takımın başına getirdi. Türkiye’deki futbol otoriteleri ve futbol kamuoyu, José Mourinho’nun geçmişteki başarısını göz önüne alarak gündem oluşturdu. Günlerce Fenerbahçe’nin başına teknik direktör olması konuşuldu, yazıldı, çizildi. İstediği futbolcular da Fenerbahçe yönetimi, hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak bu oyuncuları takıma aldı. Herkes bu kadronun %100 şampiyon olacağını, Avrupa liginde başarıdan başarıya koşacağından bahsetti.
Fenerbahçe kulübü önce şampiyon kulüpler Playoff maçlarından elenerek, UEFA Avrupa Ligi’nde “ben de varım” dedi. Bu maçlar oynandıkça, 6 maçtan 2’sini kazanıp, 2’sini berabere bitirdi, ardından deplasmanda Sparta Prag galibiyetiyle moral buldu. Son maç olan kendi saha ve seyircisi önündeki Athletic Bilbao maçında kaybetti. Süper Lig’de Göztepe beraberliği, Samsunspor beraberliği, kendi saha ve seyircisi önünde Galatasaray mağlubiyeti, ardından Beşiktaş derbisinde kaybedilen maçlarla neredeyse Süper Lig’de havlu atmış duruma geldi.
Teknik direktörler, spor yorumcuları, Fenerbahçeli eski futbolcular, futbol kamuoyu, José Mourinho’nun bu yıl her maçta değişik kadro ile çıkmasını, bazı futbolcuların formsuz olduğunu ve sahada yürüyerek oynadıklarını şaşkınlıkla izlediler. Fenerbahçe’nin Süper Lig’deki oynadığı, farklı kazandığı maçlarda bile seyircinin hiç hoşnut olmadığı göze çarpmaktadır.
Geçen yılki İsmail Kartal yönetiminde Fenerbahçeli futbolcular, ligin tozunu dumana katarken, 99 puanla rekor kırıp rakip takımlara gol olup yağdılar. Bu takımdan sadece Ferdi Kadıoğlu gibi bir futbolcu gitti, yerine yenileri geldi. Ama ortaya çıkan tabloya baktığımızda, Fenerbahçeli seyirciler de, futbol otoriteleri de şaşırmış durumdalar.
Perşembe günü yani bu köşeyi yazdığım günün akşamı Beşiktaş’ımızın, Galatasaray’ımızın ve Başakşehir’imizin inşallah maçlarını alarak bir üst tura çıkmalarına imkân sağlayacak, ülkemiz futboluna artı değer katacaktır. Her üç takımımıza da başarılar diliyorum. Yine bu hafta Süper Lig kaldığı yerden maçlarına devam edecek. Her hafta hakem hatalarını konuşulduğu, tartışıldığı bir lig haftası olmasın. Avrupa maçlarındaki hakemlerin bütün maçlarını hemen hemen seyredip gözlemledik. Avrupa kupalarında hakem hatalarının çok az olduğu ve hiç gündeme gelmediği maçlar izledik. Avrupa’daki bu başarıyı biz hakemler nezdinde neden Türkiye’de yaşayamıyoruz, onu da anlamak mümkün değil.
Bu duygu ve düşüncelerle bugünlük bu kadar. Pazartesi günü başka bir konu ve konularda buluşmak dileğiyle şen ve esen kalınız.